Tırmandı çocukluğunda
kalan masalların
Göğü delen fasulye
merdivenine
Bir kara tespih tanesine atladı,
en tepeden avuçlara
Yuvarlandı siyah geceden,
kara tanelerden
Kaydı avuçlara
Kehribar mıydı?
Anlamazdı ki
Tutundu biriktirdikleriyle
Sımsıkı kucakladı her bir
taneye
Bir sarhoşluk sardı,
Elma kokuyordu
Nargile çekmiş
parmaklardan
Bir şiire düştü
Tespih tanesiyle
yuvarlandı, bir iki sallandı
Bir elden öbür ele geçti
Masaldan sıyrılıp gerçeğe
dönüştü duyulan her söz
Mavi gözler çağırıyordu
El verdi ufak gülüşler
Takıldı bir gülüşün dalına
Aktı yüreğinin tam içine
derken
Kalabalıktı
Bir köşeye sindi
Bekledi sırasını
İçine damlıyordu
Ilık ılık
Sıcacık
Her söz
Her gülüş
Her tespih tanesi dönerken
parmakların arasından
Henüz kirlenmemişken
Kaynağından değil
Her yanından içilen serin
dereler gibi
“bana iyi geliyorsun” dedi
Uzaktaydı
Çok uzakta
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder