Saat gecenin 04.00 ü ve ben çok
yorgun, uykusuzum. Annemin ağrıları nihayet dindi ve uykuya geçti. Alışkınım
evde de geç uyumaya ama şimdi uyku basıyor. Dün gecenin yorgunluğu etkili
olmalı bunda. Seyrettiğim filmin romantizmiyle yazmaya çalıştığım hikâyeye iki
sayfa daha ekledim. Sonra bir sigara yakmak ve kahve içmek için 9 kat inip
dışarıdaki tek açık kafeteryaya geldim. Soğuk çarptı bağrıma. Kahvemi aldım,
birde sigara. Dışarısı sakin. Gündüzün hengâmesi kalmamış. Ne kadar uzun zaman
olmuş hastanede vakit geçirmeyeli. Eski nöbet tuttuğum günler geliyor aklıma ve
birde uyumak için boş sandalye aradığım günlerim. Daha genç daha heyecanlı. Gün
ışığıyla yeni güne doğduğum günler. Daha umutlu, hayata dair. Ya şimdi hayatın
neresindeyim. Annem beni görünce ağladı. İyi ki gelmişim. Bana ne kadar gelme
dese de, içinde bir yanı meğerse beklermiş ve onun ameliyattan çıkacağı anı
beklemek ne zordu. Alışkın değilmişim. Ameliyatta olmak birilerini beklediğini
bilmek gibi değilmiş. Şimdi kahvemin son yudumunu alıp annemin yanında ki
sandalyede kestireceğim
Saat sabahın 06.00’sı karnım çok
aç. Sandalyede 5–10 dakikalık uyku, üşüdüm, uyuyamadım. Anacığım yanında yer
açıyor. Kıyamıyor benim sandalyede uyumaya çalışmama. Hastane havasından
olmalı. 14 yaşından itibaren o havayı solumak, asıl yaşam alanımmış gibi, bu
saatte açlığımı hissettim. Oysa yaklaşık 9 yıl oldu ayrılalı, hastane
ortamından ama hiçte özlememiştim.
07.15 kahvaltı da zeytin, kaşar
peyniri, bir paket reçel, bir paket tereyağı. Eskilerdeki gibi su bardağında
değil, kâğıt bardaklarda çay. Hem personel yerinde değil, hasta refakatçileri
yerinde yapılan kahvaltı. Hani hiç dikkat etmediğin hasta yakınlarındanım
şimdi. Güneş yükseliyor ve gözlerime doluyor. Nasılda rahatım, yuvamda gibi.
Hiç ayrılmamalı mıydım acaba çalışma ortamından. Oysa gün gelince mutlaka
ayrılacaktım. Aklımda ne çok şey var düşünecek. Oysa ben ne çok yorgunum. Yeni
bir öğretiye gücüm var mı? Susmalıyım. Önce bir çay daha isteyeyim. Hem annem
bekler aşağıda. Ağabeyimde gelir birazdan. Önce doktoru beklemeli. Bilgileri
almalı, anacağımın kan sonucunda ne çıkacak. İşte ben böyleyim. Kendime dair
düşüncelerimi yoluna koyamadan, başkalarının hayatını kolaylaştırmaya çalışırım
ve ne istiyorum, gücümü tüketmeyecek, bir güç varlığını hissettirecek, yanımda.
29.03.2007 Adana Başkent Hastanesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder